Bilmelisin ki, Allah Teala Kabe'ye bir
hazine yerleştirdi. Allah'ın Peygamber'i bu hazineyi ortaya çıkartmak
ve infak etmek istemiş;
bir yarar görerek bundan vazgeçmişti.
Ardından Ömer o hazineyi
ortaya çıkartmak
istemiş, Allah'ın Peygamber'ine
uyarak arzusundan imtina etmişti.
Söz konusu hazine, şimdi
de oradadır.
Bana gelirsek, o
hazineden, Tunus'tayken 598 yılında
getirilen altın
bir levha bana da
gösterildi. Levhada bir yarık
vardı. Genişliği bir parmak,
uzunluğu bir karış veya biraz daha fazlaydı.
Benim bilmediğim
bir kalemle kendisine
(bir şeyler)
yazılıydı. Bunun nedeni, benim
ile Allah'ın
arasında kalmış bir şeydi.
Peygamber'e saygının
bir gereği
olarak, Allah'tan o levhayı
kendi yerine
döndürmesini istedim. Onu
insanlara göstermiş olsaydım, hiç kuşkusuz,
kızılca kıyamet kopardı (büyük
bir fıtne ortaya
çıkardı). Ben de aynı yararı gözeterek onu bıraktım,
çünkü Hz. Peygamber anlamsız yere onu bırakmış
değildi, ahir zamanda
'el-Kaim bi-emrillah' (Allah’ın emrini uygulayan, Mehdi) çıkartsın
diye bırakmıştı.
Söz konusu kişi, 'daha önce yeryüzü zulüm ve haksızlıkla
dolmuşken orayı adalet ve
barışla doldurur.' O hazinenin bu halife
eliyle ortaya çıkartılacağı hakkında belirttiğimiz
anlamda bir hadis vardır.
Burada hadisi öğrendiğim kimseyi
de gördüğüm parçasını da
zikretmeyeceğim.
Muhyiddin ibn Arabi (K.S.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder